Fahrettin Kerim Gökay Cad.

Yazıcı Apt. No:111 D:2 Kadıköy | İstanbul

+90 539 914 23 10

uckun@burakuckun.com

Pts - Cts: 10:30 - 18:00

Randevu ve İrtibat Saatlerimiz

Bağlanma Teorisi: Kaygılı Bağlanma ve İlişkilerdeki Etkileri

Bağlanma teorisi, çocukluk döneminde gelişen ve yetişkinlerin romantik ilişkileri dahil olmak üzere çeşitli ilişkilerde nasıl bağ kurduklarını etkileyen dört ana bağlanma stilini tanımlar: güvenli, kaygılı, kaçınan ve kaygılı-kaçınan bağlanma. Bu bağlanma stilleri, kişilerin bağlanma ihtiyaçlarını, duygusal bağlarını ve terk edilme korkularını nasıl tecrübe ettiklerini şekillendirir. Kısacası, kişinin bağlanma stili, ilişkilerde nasıl davrandığının ve hissettiğinin temelinde yer alır.

Bu makalede, özellikle kaygılı bağlanma stilinin detaylı bir incelemesine odaklanacağız ve bu stilin güvenli bağlanma stiliyle karşılaştırmasını yapacağız. Kaygılı bağlanma, aşırı endişe ve partnerin istek ve ihtiyaçlarına aşırı duyarlılık gibi özelliklerle karakterizedir. Makalede, kaygılı bağlanmanın nasıl tanımlandığını, gelişim sürecini, diğer bağlanma stilleriyle olan ilişkisini ve bu tür bağlanmanın hem bireysel hem de ilişki düzeyinde nasıl gözlemlenebileceğini detaylı şekilde ele alacağız. Ayrıca, kaygılı bağlanma stilini güvenli bir bağlanma stiline nasıl dönüştürebileceğimize dair ipuçları vereceğiz.

Yazı İçeriği:

Bağlanma Stilleri ve Çeşitleri

Bağlanma stilleri, bireylerin ilişkilerinde nasıl davrandıklarını ve duygusal tepkilerini nasıl yönettiklerini belirleyen temel psikolojik yapıtaşlarıdır. John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından geliştirilen bağlanma teorisi, çocukluk dönemindeki ebeveyn ilişkilerinin, yetişkinlikteki romantik ve sosyal ilişkiler üzerinde derin etkiler bıraktığını ortaya koymuştur. Bu teoriye göre, erken yaşam deneyimleri, bireyin ilerleyen yaşlarda nasıl bağlandığını şekillendirir.

Bağlanma stilleri, genellikle dört ana kategori altında incelenir:

  • Güvenli bağlanma, 
  • Kaygılı bağlanma, 
  • Kaçıngan bağlanma, 
  • Kaygılı-kaçıngan bağlanma.
 

Güvenli bağlanan bireyler, ilişkilerde rahat ve kendilerini güvende hissederken, kaygılı bağlananlar sürekli onay ve yakınlık arayışı içinde olabilir. Kaçıngan bireyler ise yakınlıktan kaçınma eğiliminde olup, bağımsızlıklarını koruma ihtiyacı duyarlar. Kaygılı-kaçıngan bağlanma stili ise hem yakınlık isteği hem de bu yakınlıktan duyulan korku arasında gidip gelen karışık duygulara sahiptir. Bu dört ana bağlanma stilini ayrı ayrı inceleyelim:

Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanma, bireylerin ilişkilerde rahat ve kendilerini güvende hissetmeleriyle karakterizedir. Bu stil, çocukluk döneminde ebeveynlerle kurulan pozitif ve tutarlı ilişkilere dayanır. Güvenli bağlanan bireyler, genellikle çatışmaları sağlıklı bir şekilde çözebilir ve duygusal destek sistemlerini etkili kullanabilirler. Bu bağlanma stili, bireyin benlik saygısını ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurma yeteneğini artırır.

Kaygılı Bağlanma

Kaygılı bağlanma, bireylerin ilişkilerinde sürekli olarak reddedilme ve terk edilme korkusu yaşadığı bir bağlanma stilidir. Bu bağlanma tarzı, ilişkilerde aşırı hassasiyet, bağımlılık ve sürekli güvence arayışı içinde olma ile karakterize edilir.

Bağlanma stilleri. Kaygılı bağlanma nedir? Kaçıngan bağlanma, güvenli bağlanma ve ilişkilerdeki etkileri.Kaygılı bağlanma stiline sahip olan kişiler partnerlerine aşırı derecede bağımlı olurlarken, sürekli olarak onay ve güvence arayışı içinde de olabilirler. Bu durum, genellikle çocukluk dönemindeki güvensiz ilişkilerden kaynaklanır ve yetişkinlikte de devam eder. İlişkilerinde duygusal dalgalanmalar yaşarlar; küçük bir belirsizlik veya endişe halinde, hemen yoğun duygusal tepkiler gösterebilirler. Bu bağlanma stiline sahip kişiler yakın ilişkiler kurma ihtiyacı hissetseler de duygusal ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmayacağı konusunda sürekli kaygı duyarlar. Bu da sürekli bir güvensizlik hissi yaratabilir ve yüksek düzeyde stres ve anksiyeteye yol açabilir.

Çocuklukta geliştirilen kaygılı bağlanma stili, çocuğun ebeveynlerine veya bakıcısına karşı yapışık denebilecek derecede bağlı olmasına ve onların yokluğunda teselli edilemez derecede mutsuz olmasına sebep olabilir. Yetişkinlikte ise, ikili ilişkiler söz konusu olduğunda kıskançlık ve güvensizlik gibi duyguların sürekli olarak ortaya çıkmasına, dolayısıyla ilişkiyi patolojik bir noktaya sürüklemesine sebep olabilir.

Kaçıngan Bağlanma

Kaçıngan bağlanma stili, duygusal yakınlıktan kaçınmayı içerir. Genellikle çocukluk döneminde, duygusal olarak mesafeli ebeveynler tarafından yetiştirilmekten kaynaklanır. Bu bireyler, bağımsızlıklarını koruma ihtiyacı duyarlar ve duygularını ifade etmekten kaçınabilirler. İlişkilerde çok yakınlaşmaktan ve duygusal paylaşımdan uzak durma eğilimindedirler. Bu bağlanma tarzı, bireyin partnerine karşı duygusal olarak mesafeli kalmasına ve ilişki içinde sürekli belirsizlik yaratmasına neden olabilir.

Kaygılı Kaçıngan Bağlanma

Dağınık veya karışık bağlanma olarak da adlandırılan kaygılı kaçıngan bağlanma, çocukluk döneminde yaşanan istismar, ihmal veya bazı travmalar sonucu gelişebilir. Bu stil, kişinin yakın ilişkiler kurma arzusu ile bu ilişkilerden korunma ihtiyacı arasındaki çatışmayı (çelişkiyi) yansıtır. Bu bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerde tutarsız davranışlar sergileyebilir. Partnerlerine karşı aşırı sevgi veya karışık duygularla nefret hisleri taşıyabilirler. Kişi, düşük özsaygıya sahip olmak ve partnerine aşırı güven duymak arasında bir çelişki içindedir. Kaygılı kaçıngan bağlanma stili, yoğun bir güvensizliğin yanı sıra yine yoğun içsel çatışmalar içerir.

Yukarıda kısaca ele aldığımız bağlanma stilleri, bireylerin ilişkilerinin ve sosyal etkileşimlerinin niteliğini şekillendirir. Özellikle kaygılı bağlanma stili, bireyin sürekli olarak partnerinden onay ve ilgi beklemesi ve bu durumun ilişkide gerilime yol açması açısından oldukça önemlidir. Zira bağlanma stillerinin anlaşılması, bireylerin kendi ilişki dinamiklerini daha net görmelerine; dolayısıyla olası ilişki sorunlarını daha iyi yönetmelerine ve ne zaman destek almaları gerektiğini anlamalarına olanak tanır.

Kaygılı Bağlanma Belirtileri Nelerdir?

Kaygılı bağlanma stiline sahip bir kişi, genellikle aşağıdaki belirtileri sergileyebilir:

1. İlişkilerde Sürekli Güvence Arama

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, partnerlerinin onları sevdiğini ve ilişkide kalmak istediğini sık sık duymak isteyebilirler. Sürekli güvence arama ve onaylanma ihtiyacı, bu kişilerde yoğun bir şekilde hissedilir.

2. Ayrılma veya Terk Edilme Korkusu

Kaygılı bağlanma stilinde, bireyler terk edilme veya ilişkide yalnız kalma korkusunu yoğun bir şekilde yaşarlar. Bu korku, ilişkilerde sık sık kıskançlık, kaygı ve güvensizlik olarak kendini gösterebilir.

3. Partnerin Duygularını ve Eylemlerini Fazla Analiz Etme

Partnerin davranışlarına veya söylediklerine aşırı anlam yükleme, sürekli olarak partnerin ne düşündüğünü ve hissettiğini sorgulama bu kişilerde yaygındır. Bu aşırı analiz, ilişkilerde gereksiz gerilimlere yol açabilir.

4. İlişkide Aşırı Bağlılık ve Yapışkan Davranışlar

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, partnerlerine aşırı derecede bağlı olabilir ve ilişkinin her anında partnerleriyle birlikte olma isteği duyabilirler. Bu bağlılık, karşı tarafa “yapışkan” ya da “boğucu” gelebilecek davranışlara yol açabilir.

5. Duygusal Dengesizlik

İlişkide küçük olaylar bile büyük duygusal tepkilere neden olabilir. Birey, partnerinden yeterince ilgi görmediğini düşündüğünde kendini dışlanmış hissedebilir ve bu da hızlı bir şekilde duygusal iniş çıkışlara neden olabilir.

6. Bağımlılık Eğilimi

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde genellikle karşı tarafa bağımlı hale gelebilirler. Partnerlerinin sevgisi ve ilgisi, onların duygusal olarak dengede kalmaları için kritik hale gelir.

7. Kendilik Algısında Dalgalanmalar

Bu bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde partnerlerinin davranışlarına bağlı olarak kendilerini iyi ya da kötü hissedebilirler. Partnerlerinden olumlu geri bildirim aldıklarında kendilerini değerli hissederlerken, olumsuz ya da nötr geri bildirimler aldıklarında ise kendilik algıları hızla düşebilir.

8. Reddedilmeye Karşı Aşırı Duyarlılık

Reddedilme ya da eleştirilme, kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerde derin bir şekilde hissedilir. Bu bireyler, partnerlerinin onları eleştirdiğini ya da geri çekildiğini hissettiklerinde yoğun bir kaygı yaşayabilirler. Bir ayılık söz konusu olduğunda, bunu kabullenmekte zorluk yaşarlar. Biten ilişki tatminkar bir ilişki olmasa bile uzun süre eski partnerini geri kazanma çabası içine girebilirler.

9. İlişkide Sürekli Kontrol İhtiyacı

İlişkiyi kontrol etme çabası da sık görülen bir belirtidir. Partnerlerinin ne yaptığını bilme, sürekli iletişimde olma ve ilişkide olup bitenleri kontrol altında tutma isteği, bu bağlanma stiline sahip bireylerde oldukça belirgin olabilir. Bu durum da toksik ilişkilere yol açabilir.

Bağlanma Stillerinin Hayatımızdaki Rolü

Bağlanma stilleri, sadece romantik ilişkilerde değil, iş ve sosyal hayatımızda da önemli rol oynar. Örneğin, iş yerinde güvenli bağlanma stiline sahip bir birey, zorluklarla başa çıkma konusunda daha etkili olabilir ve sosyal destek sistemlerini daha iyi kullanabilir. Diğer taraftan, kaçıngan bağlanma stiline sahip bir birey, iş yerinde bağımsız çalışmayı tercih edebilir ve takım çalışmasına yatkın olmayabilir. Bağlanma stillerini anlamak, kişisel ve profesyonel ilişkilerimizi geliştirmemiz için de önemli bir ilk adım olabilir.

Bağlanma stilleri, bireylerin yaşamları boyunca değişebilir ve gelişebilir. Güvenli bir bağlanma stiline sahip olmayan bireyler, farkındalık ve ilişki dinamiklerini anlama çabaları sayesinde zamanla daha sağlıklı bağlanma stillerine geçiş yapabilirler. Bu süreç, kişisel gelişim için büyük önem taşır ve bireylerin hem kendileriyle hem de çevreleriyle olan ilişkilerinde daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine olanak tanır.

Bağlanma Sorunları Terapisi

İlişkilerdeki bağlanma sorunları ile ilgili terapi süreci, özellikle kaygılı bağlanma tarzının kökenlerini anlamak, duygusal iyileşme sağlamak ve daha sağlıklı bağlanma becerilerini geliştirmeye odaklanır. Terapi, bireyin güven duygusunu yeniden inşa etmeyi ve sağlıklı ilişkilerde bağlanma becerilerini geliştirmeyi hedefler. Terapist, bireyin duygusal ihtiyaçlarını karşılayan bir ilişki modeli oluşturmak için danışana rehberlik eder.

Bu konudaki terapi süreci özellikle kaygılı bağlanma stiliyle ilişkili olan olumsuz ilişki şemalarını dönüştürmeye yardımcı olur. Danışanlar, ilişkideki negatif düşünce ve inançlarını sorgulama becerileri geliştirerek otomatik düşüncelerini sarsabilir ve daha sağlıklı ve gerçekçi düşünce kalıpları oluşturabilir. Bu süreçte, terapist danışana rehberlik ederek kendini ilişkisinde daha güvende hissetmesi için yeni bir anlayış kazanmasına yardım eder.

Bağlanma tarzının ilişkilerdeki olumsuz etkilerini aşmak için yeni olumlu ilişki şemaları geliştirmek gerekir. Bilişsel Davranışçı Terapi, ilişkilerdeki negatif düşünce ve inançları sorgulayarak gerçekçi, sağlıklı düşüncelere yönelmenize yardımcı olur.

Kaygılı bağlanma ile mücadele etmek için bireyin kendi duygusal dünyasına bir yolculuk yapması gerekir. Bu süreçte kişinin kendi duygularını tanıması ve anlaması önem arz eder. Terapi desteği almak, kaygılı bağlanmayla başa çıkmak ve ilişkide yaşanan bağlanma sorunlarını ele almak için etkili bir ilk adım olabilir.

Bu süreç, hipnoterapi ile de desteklenebilir. Unutmayın ki bu konudaki terapiler hem bireysel hem de ilişki düzeyinde sabır, anlayış ve sürekli bir çaba gerektirir.

Sık Sorulan Sorular

Kaygılı bağlanma, kişinin ilişkilerinde sürekli onay ve güvence aradığı, terk edilme korkusuyla dolu olduğu bir bağlanma stilidir.

Bağlanma stilleri, çocuklukta bakım verenlerle olan ilişkilerimize dayalı olarak gelişir ve yetişkinlikteki ilişkilerimize yansır.

Kaygılı bağlanmaya sahip kişiler, aşırı derecede ilgi bekleme, partnerlerine bağımlı olma ve reddedilme korkusu gibi davranışlar sergileyebilir.

Güvenli bağlanma; kişinin ilişkilerinde kendine ve partnerine güven duymasını içerirken, kaygılı bağlanma ise sürekli endişe ve onay ihtiyacı ile karakterizedir.

Bağlanma stillerini değiştirmek, farkındalık geliştirmek üzerine çalışmakla ve terapi aracılığıyla mümkündür. Güvenli bir ilişki içinde zamanla kendiliğinden de değişebilir. Ancak farkındalık çalışmaları ve bir klinik psikologdan terapi desteği almak, süreci hızlandırır. İlişki içinde açık ve güven verici bir iletişim içinde kişinin duygusal ihtiyaçlarına cevap vermek de bu kişilere çok yardımcı olabilir.

Picture of Kln. Psk. Burak Uçkun
Kln. Psk. Burak Uçkun

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk Hipnoterapi Akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. İstanbul Nişantaşı Üniversitesi “Psikoloji” bölümünden, yüksek onur derecesiyle bölüm ikincisi olarak mezun oldu. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak, Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Psikoloji alanındaki uzmanlığının yanı sıra inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli Psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri
Picture of Kln. Psk. Burak Uçkun
Kln. Psk. Burak Uçkun

Hipnoterapi diplomasını dünyanın ulusal akreditasyona sahip ilk Hipnoterapi Akademisi olan, ABD Los Angeles’taki HMI College of Hypnotherapy‘de aldı. İstanbul Nişantaşı Üniversitesi “Psikoloji” bölümünden, yüksek onur derecesiyle bölüm ikincisi olarak mezun oldu. “Klinik Psikoloji” alanında Yüksek Lisans eğitimini İstanbul Beykent Üniversitesi‘nde başarıyla tamamlayarak, Uzman Klinik Psikolog unvanını aldı. Psikoloji alanındaki uzmanlığının yanı sıra inşaat mühendisliği lisans diplomasına da sahip olan Klinik Psikolog Burak Uçkun, "American Hypnosis Association" akredite hipnoterapistler listesinde yer almaktadır. Yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi ve Hipnoterapi yönelimli Psikoterapi hizmetleri vermekle beraber alandaki uzmanlara Hipnoz eğitimleri de vermektedir.

Yazarın Tüm Makaleleri

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Sorularınız mı var?

Telefon veya e-posta ile irtibata geçmekten çekinmeyin