Konuşma terapisi olarak da bilinen psikoterapi, kişinin duygu ve davranışlarını anlamasına yardımcı olmayı ve onları hem bugün hem de gelecekte yeni zorluklarla yüzleşmeye hazır hale getirmeyi amaçlar. Bir klinik psikolog, psikiyatrist veya genel olarak bir ruh sağlığı uzmanıyla yapılan terapi seanslarında, günlük hayattaki işlevselliğimizi büyük ölçüde olumsuz etkileyen duygu, düşünce ve davranışları tanımlamanız ve değiştirmenize yardımcı olmak hedeflenir. Psikoterapi, bu amaçla yapılan konuşma terapisi tekniklerinin genel adıdır. Bu makalede psikoterapi nedir, ne işe yarar, nasıl yapılır gibi soruların cevaplarını ele alıyoruz.
Yazı İçeriği:
Psikoterapi Nedir?
Konuşma terapisi olarak da adlandırılan psikoterapi, kişinin sağlıksız duygu, düşünce ve davranışlarını tanımlamasına ve değiştirmesine yardımcı olmayı amaçlayan çeşitli tedavi teknikleri için kullanılan genel bir terimdir.
Psikoterapi, psikolojinin temel ilke ve kurallarına dayanan, hasta veya danışanın karşılıklı konuşma ve iletişimiyle gerçekleşen; bireyin sosyal bir varlık olarak sosyal uyumunu arttırırken aynı zamanda hem bireysel hem de kişilerarası ilişkilerdeki sıkıntı, çatışma, gerginlik, depresyon ve daha birçok semptom kümesinin olumsuz etkilerini azaltmayı amaçlayan terapi yaklaşımlarına denir.
Psikoterapiler, klinik psikolog veya psikiyatrist gibi eğitimli bir ruh sağlığı uzmanıyla gerçekleştirilir. Psikoterapinin birçok farklı türü vardır. Sizin için uygun olan terapi türü, probleminizin doğasına ve özelliklerine bağlı olacaktır.
Psikolojik terapi yöntemleri, ilaç tedavisi veya diğer terapilerle birlikte eş zamanlı olarak bir tamamlayıcı terapi olarak kullanılabilirken, birçok konuda tek başına bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir. Sizin için hangi terapi yönteminin uygun olacağına, ilk seanstaki detaylı görüşmenize istinaden terapistiniz karar verecektir.
Psikoterapi Nelere Yardımcı Olabilir?
Psikoterapi almak için mutlaka tanısı konmuş bir zihinsel sağlık problemine sahip olmanıza gerek yoktur. Sağlıklı kişiler de yaşam kalitelerini artırmak veya kişisel ve yaşamsal hedeflerine konforlu bir şekilde ulaşmak amacıyla terapi desteği alabilmektedir.
Psikoterapi, zihinsel ve ruhsal sağlığınızı iyileştirmenize; sosyal veya duygusal zorlukların üstesinden gelmenize ve potansiyelinizi gerçekleştirmenize yardımcı olabilecek güçlü ve hayatınızı değiştirecek bir deneyim olabilir.
Psikolojik destek almak, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, duygusal veya zihinsel sağlık sorunlarınızda size yardımcı olabilir:
- Depresyon, üzüntü, yas veya olumsuz duygularla başa çıkma
- Stresle başa çıkma, stres yönetimi
- Endişe ve kaygı bozukluğu
- Öz güven eksikliği veya utangaçlık
- Başa çıkamayacakmış gibi hissetmek
- Panik ataklar, panik bozukluk ve diğer anksiyete bozuklukları
- Travmalar
- Sık tekrarlanan ruh hali değişiklikleri
- İlişki kurmada veya sürdürmede zorluklar
- Kıskançlık problemleri
- Sürekli olarak tekrarlanan, işlevsel olmayan veya yıkıcı ilişki döngüleri
- Kayıp, boşanma veya işsizlik gibi durumlarla yüzleşmede yaşanan zorluklar
- Yeme bozuklukları, kilo problemleri, duygusal yeme
- Takıntılı davranışlar, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
- Uçak fobisi, kedi korkusu, yükseklik korkusu, sosyal fobi gibi bazı korku ve fobiler.
Psikoterapi Seansları Nasıl Olur?
Terapi seanslarının süresi genellikle yaklaşık 50 dakika sürer. Seans oturumları bire bir, ikili veya grup halinde olabilmektedir. Psikoterapi seansınızda terapistinizle üzerinde çalışmak istediğiniz konunun unsurlarını keşfetme fırsatına sahip olursunuz. Farklı terapi disiplinleri, bunu farklı şekillerde yapmanıza yardımcı olur. Bazıları duygu, düşünce ve davranışlarınız üzerine konuşarak, otomatik düşünceler ve bunun duygu ve davranışlar üzerindeki etkilerini yeniden çerçevelemeye yoğunlaşırken, bazıları ise bazı zihinsel ve davranışsal egzersizler ile gelişiminizi destekleyecektir.
Olumlu sonuçları görmek için kişinin genellikle değişim ihtiyacını kabul etmesi, anlaması ve terapistin tespitlerine göre oluşturulan tedavi planını takip etmeye istekli olması gerekir. Ayrıca terapötik bağ kurabilecekleri, güvenebilecekleri, uygun bir terapist bulmaları gerekecektir. Terapilerde içinizi açmak veya terapiye uyum sağlamak başlangıçta zor gelebilir. Ancak unutmayın; terapistiniz sizi desteklemek için oradadır ve bu konuda eğitimlidir.
Psikoterapi Nasıl Çalışır?
Psikoterapi, teoriye ve beceriye dayalı bir diyalog sürecine dayanan, kanıta dayalı bir tedavi sürecidir. Terapi süreci, yaşadığınız sorunlarda size yardımcı olmak için özel olarak eğitilmiş bir klinik psikolog ya da ruh sağlığı uzmanıyla açıkça konuşmanıza olanak tanıyan, destekleyici, tarafsız, yargılayıcı olmayan ve güvenli bir ortam sağlar.
Seanslar sırasında siz ve terapistiniz, hayatınızı işlevsel ve doyum içinde yaşamanızı engelleyen düşünce ve davranışları belirlemek ve değiştirmek üzere birlikte çalışacaksınız. Terapiler birinin diğerine yaptığı bir şey değil, danışan ile uzmanın iş birliği ile ilerleyen bir süreçtir.
Konuşmak psikoterapinin ana öğesi olduğundan, sizin de terapiye aktif olarak katılımınız gerekir. Terapistiniz ile aranızdaki güven bağı ve terapötik ilişkinin niteliği, terapistinizle birlikte etkili ve uyumlu bir şekilde çalışmanız, dolayısıyla terapiden fayda görmeniz için çok önemlidir.
Seanslar arasındaki sıklık, tedavi gördüğünüz probleme, yaşam tarzınıza ve terapistinizin kullanacağı terapi yönteminin türüne bağlı olarak değişiklik gösterecektir.
Psikoterapi, Danışmanlık ve Terapi Arasındaki Farklar Nelerdir?
Birçok kişi “psikoterapi”, “danışmanlık” ve “terapi” kelimelerini aynı anlamda kullanır. İnsanlar her ne kadar terapiyi psikoterapinin kısaltılmış versiyonu olarak kullansalar da (ki bu bir bakıma doğru bir ifadedir), psikoterapinin özellikle zihinsel, duygusal ve davranışsal sorunlarla ilgilendiğini belirtmekte fayda var. Konuşma Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Şema Terapi, Hipnoterapi, EMDR Terapisi, Psikodinamik Terapi ve daha birçok farklı terapi türü vardır.
“Danışmanlık” terimi genellikle evlilik veya aile sorunları gibi durumları ele alan, kısa süreli bir seans sürecini içerir. “Psikoterapi” ise genellikle kişinin psikolojik, zihinsel ve ruhsal sağlık durumunu ele alan, nispeten daha uzun süreli bir “tedavi” sürecidir. Psikoterapi psikolojik konularda birine danışıp tavsiye almak ve sadece içini dökmek gibi düşünülse de sanılanın aksine, arkadaş veya dostlara danışır gibi terapiste bir şey danışmak veya dertleşmek değildir.
Psikoterapi Ne Değildir?
Psikoterapi ile ilgili en büyük yanılgı şudur ki; insanlar terapileri “kendisine öğütler verildiği, dertlerinin paylaşıldığı, kendisi adına kararlar alınıp tavsiyeler verildiği bir danışma süreci” sanmaktadırlar.
Bir diğer temel yanılgı da, terapilerin insanları mutlu etmek, rahatlatmak, pohpohlayıcı yaklaşımlarla duygusal durumunu yükseltip mutlu hissettirmekten ibaret olduğu inancıdır. Oysa psikoterapilerde kanıta dayalı özel terapi yaklaşımları kullanılır.
Terapistler, danıştığınız konuda size “ne yapmanız gerektiğini” söylemezler. Sorunların altında yatan nedenleri ve bunların nasıl çözüleceğini, kanıta dayalı terapi yöntemleriyle ele alarak problemin çözümüne daha derinlemesine bakmanızı sağlarlar. Yani probleminizin bileşeni olan duygu, düşünce ve davranışlarınızı anlamlandırmanıza ve onlarla başa çıkmanıza yardımcı olacak beceri ve anlayışı edinmenizi hedefleyen bazı özel terapi teknikleri kullanırlar.
Konuşma Terapileri Ne Kadar Etkilidir?
Bilişsel Davranışçı Terapi, aile terapisi, çözüm odaklı kısa terapiler ve daha fazlası gibi bir çok terapi türü mevcuttur. Ancak halk arasında en çok merak edilen soru; “Psikoterapi işe yarıyor mu?” sorusudur. Cevap; “Evet; psikoterapi işe yarıyor!” Bilimsel araştırmalar da bunu destekliyor.
Bilimsel araştırmalar, psikolojik terapilerle destek alan kişilerin %75’inin terapiden somut olarak fayda gördüğünü gösteriyor. Hatta bu bilimsel çalışmalar, ruh sağlığı sorunları için alınan terapilerin, ilaç tedavisi veya tıbbi müdahalelerden bile daha etkili olabileceğini gösteriyor. Bazı psikologlar ve hekimler, bilimsel araştırmalarında biyolojik faktörlerin de ruh sağlığına etki ettiğini gösterirken, birçok çalışmada ise çoğu ruh sağlığı probleminin semptomlarının, sadece konuşma terapileri yoluyla da azaltılabileceğini veya tamamen tedavi edilebileceğini gösteriyor.
Bununla birlikte, çoğu insan için terapiler belirli bir problemi hemen çözmeye yönelik “hızlı bir çözüm” olmaktan ziyade, yaşam boyunca karşılaştığımız birçok zorlukla daha iyi başa çıkabilmek için psikolojik sağlamlığı ve dayanıklılığı artırmaya yönelik bir araç olarak, çok fayda sağlamaktadır. Bu nedenledir ki gelişmiş ülkelerde birçok kişi, herhangi bir ruhsal probleme sahip olmasa da belirli aralıklarla psikoterapi seansları alabilmektedir.
Psikoterapi Ne Kadar Sürede Etki Gösterir?
Birçok farklı psikoterapi yaklaşımı vardır. Bazı terapi disiplinlerinde, (destek alınan konuya ve kişinin durumuna göre değişkenlik göstermekle beraber) bazı konularda sadece 3-5 seans yeterli olurken, bazılarında ise kişinin ihtiyacına ve durumunda göre, 10 ila 15 seansa ihtiyaç duyulabilir. Bazı konularda aylarca veya yıllarca da sürebilir. Konu ne olursa olsun, kişiye önceden herhangi bir kesin seans sayısı söylemek mümkün değildir. Yine de birçok konuda, ilk görüşmeden sonra ortalama bir seans sayısı öngörmek çoğu zaman mümkün olabilmektedir.
Terapi sürecinin ne kadar süreceği çeşitli faktörlere bağlıdır: Aşmak istenilen problemin türü; hastanın kişisel özellikleri ve geçmişi; hastanın hedefleri; hastanın o dönemde hayatında neler olup bittiği; terapiye uyumu ve istekliliği; ve hastanın terapilere ne kadar hızlı cevap verdiği gibi bir çok değişken, ihtiyaç duyulacak olan terapinin süresini belirleyen faktörlerdendir.
Bazı kişiler, başvurulan konuya da bağlı olarak sadece birkaç psikoterapi seansından sonra da rahatlama hissetmeye başlayabilirler. Bu kişiler özellikle net ve iyi tanımlanmış olan tek bir sorun üzerinde çalışıyorlarsa ve destek almadan önce yıllarca beklemedilerse, sadece birkaç seanstan sonra ilerleme kaydettiklerini somut olarak hissedebilirler. Bu nedenle de terapilerini sürdürme konusunda daha da motive olurlar.
Bazı kişiler ise problemlerinin doğası gereği daha uzun süreli bir terapi sürecine ihtiyaç duyabilirler. Bu nedenle, terapiye başlarken, yıllardır bizimle olan bir problemi bir veya iki seansta çözmeyi ummak, gerçekçi bir beklenti olmaz.
Psikoterapiye ne kadar süre ihtiyaç duyacağınız, terapi almanızın nedenine, hedeflerinizin neler olduğuna ve yaşadığınız sorunlar üzerinde aktif olarak çalışmaya istekli olup olmamanız gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
Terapiler, basit ruhsal veya davranışsal sorunlarla ilgilenen kısa vadeli (birkaç seanslık) bir süreç gerektirebildiği gibi, klinik boyutu daha karmaşık olan ruhsal sağlık sorunlarıyla ilgilenen uzun vadeli (aylar veya yıllar) süreçler olabilir. Tedavinizin hedeflerini; ne sıklıkta ve ne kadar süreyle seans yapacağınıza ilişkin düzenlemeleri, terapistinizle beraber belirleyeceksiniz.
Bilimsel araştırmalar, psikoterapi alan kişilerin yarısının ilk sekiz seanstan sonra, %75’inin ise altı ay sonra iyileşme gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Terapide Sonuca Ulaştığımı Nasıl Anlarım?
Sizi terapi almaya yönlendiren problemi terapistinizin yardımıyla çözdüğünüze emin olduğunuzda veya gelecekte karşınıza çıkacak zorluklarla daha iyi başa çıkabilmek için yeni beceriler edindiğinize emin olduğunuzda, terapiyi sonlandırmayı düşünebilirsiniz.
Psikoterapiler her ne kadar yapılandırılmış seans süreçleri olsa da terapi sürecini başı, ortası ve sonu olan bir şey olarak düşünmeyin. Bir sorunu çözebilirsiniz, ardından hayatınızda yeni bir durumla karşılaşabilir ve son tedavi sürecinizde öğrendiğiniz becerilerin biraz daha rafine edilmesi gerektiğini hissedebilirsiniz. Bu tür durumlarda psikoloğunuzla tekrar irtibata geçmekten çekinmeyin. Sonuçta o sizin hikayenizi zaten biliyor…
Psikoterapinin İşe Yarayıp Yaramadığını Nasıl Anlarım?
Terapiler bir süreç gerektirir. İlerleme birden değil, yavaş yavaş gerçekleşir. Muhtemelen terapinin işe yaradığını bir anda fark edeceğiniz bir sihirli an yaşamayacaksınız. Bunun yerine, yavaş ve istikrarlı bir gelişme hissedeceksiniz. Genel olarak ruh halinizde veya duygu, düşünce ve davranışlarınızda bir değişiklik fark etmeye başladığınızda, terapinin işe yarıyor olduğunu anlayacaksınız. Belki kendinizi daha önce ani tepki verdiğiniz bir durumda öfkeyle tepki vermek yerine, otomatik olumsuz düşüncelerinize meydan okurken bulacaksınız… veya belki de daha önceleri sinir bozucu bir durumda verdiğiniz tepkinin yerine kendinizi gayet sakin tepkiler verirken yakalayabilirsiniz.
Gelişiminizi net olarak takip edebilmek için, terapi hedeflerinizi daha ilk seansta terapistinizle beraber net olarak belirlemeniz, faydalı olacaktır. Birçok kişi iki veya üç aylık düzenli bir seans sürecinden sonra kendini daha iyi hissetmeye başlarken, bazıları daha kısa ya da daha uzun süreli terapiye ihtiyaç duyabilir.
Terapiden fayda görmek için;
Terapistinize karşı açık ve dürüst olun. Kendinizde hedeflediğiniz değişimi gerçekleştirme konusunda kararlı olun. Terapiler, probleminizi aşma konusunda size büyük destek olacaktır. Ancak unutmayın; değişimi gerçekleştirecek olan sizsiniz. Sizin iş birliğiniz şarttır. Dolayısıyla terapistinizle iş birliğine ve değişime istekli olmanız, başarınız konusunda fark yaratacak önemli bir detaydır. Üzerinde anlaşılan tedavi planınızı aksatmayın. Randevularınıza gelmeye özen gösterin. Kendinizi değişiminize adamaya ve ev ödevlerinizi (varsa) yapmaya hazır olun ve bu konuya mutlaka özen gösterin. Böylece psikoterapinin faydaları, maksimuma çıkacaktır.
Tüm psikoterapi ekollerinde, terapötik iş birliği çok önelidir. Yani bireyin iş birliğine istekli olması v terapiye kendi isteğiyle başvurmuş olması çok önemlidir. Birilerinin baskısı veya yönlendirmesiyle terapiye gelen bir hasta ile terapötik iş birliği kurmak çok zordur. Bu nedenle, terapiye kendi isteğinizle başvurduğunuza emin olmanız, önemlidir.
Psikoterapi Türleri Nelerdir?
Aslında teorik modellerine göre (yani davranışsal, sistemik, bilişsel, psikodinamik vb.) formatına göre (yani bireysel, aile, grup terapileri) süresine göre çeşitli şekillerde tanımlanabilen ve sınıflandırılabilen 400’den fazla psikoterapi türü vardır. Ancak günümüzde yaygın olarak kullanılan psikoterapi türleri aşağıdakilerle sınırlı kalmamak suretiyle, şu şekilde listelenebilir:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, düşünce ve davranışların birbirini etkilediği varsayımına dayanır. Bu terapi türünde kişi, olumsuz düşünce kalıplarını tanımaya, anlamaya ve değiştirmeye çalışır.
- Psikanalitik Terapi: Sigmund Freud’un geliştirdiği psikanalitik terapi, bilinçdışı süreçlere odaklanır. Terapist ve hasta, kişinin bilinçaltındaki içsel çatışmaları ve duygusal zorlukları keşfetmeye çalışır.
- İnsan Merkezli Terapi: Carl Rogers tarafından geliştirilen bu terapi, terapistin empati, anlayış ve koşulsuz olumlu kabul sağladığı bir ilişki üzerine odaklanır. Bu, kişinin kendini ifade etmesine ve kişisel büyüme yaşamasına yardımcı olabilir.
- Aile Terapisi: Aile terapisi, aile üyeleri arasındaki ilişkileri ve iletişimi iyileştirmeyi hedefleyen bir terapi türüdür. Aile içi çatışmaları çözmeye, aile dinamiklerini anlamaya ve desteklemeye odaklanır.
- Çift Terapisi: Çift terapisi, ilişki sorunlarıyla başa çıkmaya ve çiftlerin iletişimini geliştirmeye yardımcı olur. İlişkiyi güçlendirmek, kişiler arası çatışmaları çözmek ve daha sağlıklı bir ilişki inşa etmek amacıyla kullanılır.
- Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi: Bu terapi, hedeflere yönelik, belirgin ve kısa vadeli bir yaklaşımı benimser. Sorunların çözümüne odaklanır ve değişiklikleri hızlı bir şekilde teşvik eder.
- Gestalt Terapi: Gestalt terapisi, kişinin “şimdi” anında yaşadığı duygusal deneyimlere odaklanır. Kişi, kendini daha iyi anlama ve kişisel farkındalık geliştirme amacıyla bu terapiyi kullanabilir.
- Sanat Terapisi: Sanat terapisi, sanatın yaratıcı süreçlerini kullanarak duygusal ifadeyi teşvik eder. Resim, müzik veya diğer sanat formları aracılığıyla duygusal sorunları ele alır.
- Psikodrama: Psikodrama, dramatik rol oynamayı ve grup terapisini birleştiren bir terapi türüdür. Kişiler, sahne üzerindeki rolleri oynayarak duygusal deneyimlerini ifade ederler.
- Hipnoz Terapisi (Hipnoterapi): Hipnoterapi, konsantrasyon ve odaklanmanın yüksek olduğu özel bir zihin durumuna ulaştırılan kişinin bilinçaltı (bilinç dışı) düzeyde değişim yaratmak amacıyla, hipnoz teknikleri kullanılarak yapılan bir terapi türüdür. Hipnoterapi uzmanı, hipnoz sırasında çeşitli telkinler ve tekniklerle bireyin farkındalığını değiştirmeye yardımcı olur ve bilinç dışı düzeyde çalışarak kişinin duygusal veya davranışsal sorunların çözümüne yardımcı olur.
- Grup Terapisi: Bir terapist rehberliğinde bir grup bireyle yapılır. Destek, paylaşım ve sosyal becerilerin geliştirilmesine odaklanır.
- Psikodinamik Terapi: Freud’un psikanalitik yaklaşımına dayalı olarak, bilinçaltındaki süreçleri ve içsel çatışmaları ele alır.
İlaç mı Kullanmalıyım, Psikoterapi mi Almalıyım?
Her bireyin probleminin doğası ve dolayısıyla ihtiyaçları farklı olduğu için, bu sorunun herkeste geçerli olabilecek tek bir cevabı yoktur. Duruma göre seçilecek olan bir psikoterapi türü, diğerine göre daha etkili olabilirken, bazı durumlarda ilaç kullanımı da gerekli olabilir. Bu nedenle, destek almaya karar verdiğinizde terapistinizle yapacağınız değerlendirme görüşmesi sonrasında, terapistiniz sizin için en uygun terapi türünü belirlemeye yardımcı olacaktır.
Örneğin; şiddetli depresyon (majör depresyon), bipolar bozukluk veya şizofreni gibi, ilacın mutlaka gerekli olduğu bazı durumlar vardır. Ancak diğer birçok durumda ilaç kullanımının gerekliliği, daha az nettir.
Bilimsel araştırmalar ve kanıta dayalı bulgular, çoğu durumda ilacın her zaman işe yaramadığını gösteriyor. Örneğin, Journal of the American Medical Association‘da 2010 yılında yapılan bir araştırmada, araştırmacılar antidepresanların etkinliği ile ilgili yapılan önceki bilimsel araştırmaları gözden geçirdiler ve antidepresanların, ağır depresyon vakalarında çok yardımcı olduğunu buldular. Ancak hafif ya da orta dereceli depresyon için ilaçların plasebodan öte bir fayda sağlamadığı görüldü.
Dahası ilaçlar, yaşamdaki sorunlarla başa çıkmak için ihtiyaç duyduğunuz becerileri geliştirmenize yardımcı olmaz. Sadece semptomlar üzerinde etki gösterir. Yani ilaçla beraber psikoterapi de alınmadığında, ilaç almayı bıraktığınızda sorunlarınız devam eder veya tekrar nüksedebilir. Bunun yanı sıra, psikoterapi size gelecekteki problemlerle de başa çıkmanıza yardımcı olacak yeni problem çözme stratejileri öğretecektir ve bu becerinizi geliştirecektir.
Ancak bazı durumlarda, ilaç tedavisi de almak şarttır. Bazen insanlar psikoterapiye başlayabilecekleri bir noktaya gelebilmek için de ilaca ihtiyaç duyabilirler. Kısacası; ilaçlar psikotik veya çok ciddi zihinsel sağlık bozuklukları olan kişilere yardımcı olabilir. Bazı durumlarda ise psikoterapi ve ilaç tedavisinin bir kombinasyonu, en iyi sonucu verir. Terapistinizle probleminizi ilk seansta detaylıca konuştuğunuzda, terapistiniz sizi durumunuz için en uygun olan tedavi yöntemi hakkında bilgilendirecek ve gerekli yönlendirmeleri yapacaktır.
Psikoterapide Gizlilik ve Etik
Ruh sağlığı uzmanları gizliliğe ve mahremiyetinizin korunmasına büyük önem verir. Aslında bu, psikologların mesleki etik kurallarının en önemli bir parçasıdır. Hasta gizliliğini ihlal eden ruh sağlığı uzmanları, terapi uygulama yetkilerini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla terapi odasında mahremiyetinizin korunacağına emin olabilirsiniz.
Bunun tek istisnası; kendinize veya başkalarına zarar vermeyi planladığınızı beyan ettiğiniz durumlarda, ruh sağlığı uzmanınız sizin ve/veya diğerlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla bu durumu yasal mercilere ve ilgili kişi ve kurumlara bildirmekle yükümlüdür. Ayrıca çocuklara, yaşlılara veya engelli kişilere yönelik istismar, sömürü veya ihmali de yasal mercilere bildirmekle yükümlüdürler. Bunların dışında terapi odasında terapistinizle konuşacağınız hiçbir bilgi, üçüncü şahıslarla paylaşılamaz. Bu nedenle, terapi odasında terapistinizle gönül rahatlığıyla açık açık konuşabilirsiniz. Terapistiniz sizi yargılanmadan, eleştirilmeden, tarafsız ve destekleyici bir şekilde sizi dinleyecek ve probleminizi aşmanız konusunda size destek olacaktır.
Sonuç;
Zihinsel, ruhsal, davranışsal ve duygusal zorlukları kabul etmek ve yardım istemek çoğu kişi için çok zor olsa da kendinizi kötü hissediyorsanız, destek almak için bir adım atmanız önemlidir. Psikoterapi, hayatınızı dolu dolu ve sağlıklı bir şekilde sürdürmenizi engelleyen unsurları daha iyi anlamanıza ve bunların üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır. Ruh sağlığı uzmanları, kendi alanlarında uzmandırlar ve size yardımcı olabilecek araştırma ve terapi stratejileri hakkında en güncel bilgilere sahiptirler. Terapistiniz, sizin için en uygun tedavi planını belirlemek için sizin iş birliğinizle, sizinle beraber çalışacaktır. Önemli olan, probleminizi aşmak ve değişim için yardım almaya istekli olmanızdır.
Sık Sorulan Sorular
Psikoterapi, bireylerin zihinsel sağlık sorunları, duygusal zorluklar ve davranışsal problemlerle başa çıkmalarına yardımcı olmak için uzman bir terapist tarafından uygulanan, kanıta dayalı bilimsel bir yöntemlerin genel adıdır. Çeşitli psikoterapötik teknikler kullanılarak kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını daha işlevsel hale getirmeyi amaçlar.
Psikoterapi, yaşamın herhangi bir döneminde, kaygı, depresyon, stres, özgüven sorunları, ilişki sorunları gibi bir dizi psikolojik sorun yaşayan herkes için uygundur. Ayrıca, kişisel gelişim ve kendini keşfetme amacıyla da tercih edilebilir.
Psikoterapiye başlamak için destek almak istediğiniz konuda uzman bir klinik psikolog veya psikiyatrist hekim ile irtibata geçebilirsiniz. İlk görüşme seansı genellikle danışanın ihtiyaçlarını ve terapi sürecinin nasıl işleyeceğini belirlemeye yöneliktir. Bu görüşme aynı zamanda terapistinizle aranızdaki terapötik bağı da değerlendirmenize olanak tanır. Bu süreçte açık ve dürüst iletişim, terapinin başarısı için önemlidir.
Psikoterapi, ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılabileceği gibi, duygusal rahatlama, daha sağlıklı ilişkiler, karar verme becerilerinde iyileşme ve genel yaşam kalitesinde artış gibi birçok konuda fayda sağlayabilir. Ayrıca, bazı dönemsel krizlerin üstesinden gelme ve zorlu yaşam olaylarıyla başa çıkma konusunda da destek sağlar.